Üç X
I
Birikmiş şımarıklıklarıyla
Saklandıkları odadan çıkmış
Üç kız çocuğu vardı masada
Yaşanmışlıkları kaldırıp
Çocuk oldular...
birkaç saat
Gözlerinde yaşlarıyla
En son ne zamandı bu kahkahalar
Çıt-kırıldım konuşmalardan uzak
Ne zamandı
Alabildiğince hovarda konuşmaları
Konuştular
Güldüler
Gül-düler
Çakıllı yıllarda
Dört mevsim açan
Yağmurlu saatlerde
Cadde üstü bir mekanda
Mavi bilyelerini yuvarladılar
Rengi yitik yarınlara
Üç kadın
Üç çocuk
Üç taştılar
Hayat oyununda
II
Kırık umutlarıyla
Saklandıkları odadan çıkmış
Üç kız çocuğu vardı masada
Gece on iki olduğunda
Yıldız yağmurlarında
Sönecekti pembe bulutları
Büyümek değil
Zor olan çocuk olmaktı
III
Basit olmalıydı soluklanmak
Halbuki
Anlamını yitirirdi
-yaşam-
büyük düşününce
Çar-çamur içinde gelip
Ellerini yıkarsın ya hani
Öyle temizlenmeliydi yaralar
Büyüdükçe
Küçülen yanlarımız vardı
Sevgi , merhamet gibi
Yaşlandıkça
Yaslandığımız bahanelerimiz arttı
Hayatı ertelemek için
Sahi biz olmasaydık
Güneş doğmaz mıydı ?
Dalgalanmaz mıydı denizler ?
Kuşlar göçüp gitmez miydi ?
Durur muydu mevsimler ?
IV
Birikmiş şımarıklıklarıyla
Saklandıkları odadan çıkmış
Üç kız çocuğu vardı masada
Yaşanmışlıkları kaldırıp
Çocuk oldular...
birkaç saat
yemek bittiğinde
Biri kahkahaları topladı
Kızının küçük kırmızı çantasına
İkincisinin kahve telvesinde kaldı aklı
Üçüncüsü zaten alışıktı
Büyüse de çocuk sayılmaya
-boyu kısaydı-
hayat da kısaydı ya
V
büyümek zorunda kalan
üç kadındı
üç ayrı renk
üç ayrı tad
Üç taştılar
Hayatta
oysa
taşlar da ufalanırdı
-eha-
Arzu Altınçiçek
kısa boylu olanı :)
|
|